ANNELERE HER ZAMAN EN GÜZEL CİÇEKLERR..

DÖNÜPTE BIR BAKTIM GEÇEN ZAMAN BEN KENDİ KENDİME NELER YAPMIŞIM BUTUN ACILARIN BİTTİĞİ YALAN YALANNNNNNNNNNN.....
BİTEN ONLAR DEĞİL BEN BİTMİŞİM BEN BEN
BENNNNNNNNNNNNNN!...
YARABBİİİİİİ
YARABBİ NE ACILAR TAŞIYORUM HAYRET NASIL YIKILMADIM KENDİMDE ŞAŞIYORUMMMM...........

Akşehir’den çıktım saat beş idi
Kır atımla martin bana eş idi
Öldürdüğüm hain yüzonbeş idi
Süpürün damları efe geliyor
Kır atına binmiş arslan geliyor
Gece ile gündüz benim kararım
Yoktur din kardeşe benim zararım
Elimde martinim düşman ararım
Düştüm bir ırmağa ağlar giderim
Kızılırmak gibi çağlar giderim
Yüce dağ başında mangal kömürü
Konya Valisinden aldım emri
Arkadaşlar Allah size versin ömürü
Kefenim koynumda der Efe
Kaçamak yolların bul Efe
Konya damlarına attım postumu
Bilemedim düşmanımı, dostumu
Selam söylen anam bana küstü mü
Okundu fermanım üç günüm kaldı
Nişanlımın koynunda müşkülüm kaldı
Konya damlarını yardım da çıktım
Katillik fermanın aldım da çıktım
Kefenin koynuma sardım da çıktım
Kefenin koynumdadır Efe
Kaçamak yolların bu Efe
Osman’ın bindiği yaldızlı eğer
Her gelen kurşunlar efe ' e değer
Osman’ın anası boynunu eğer
Açıl kördumanlı dağlar kaygılardayız
Garip bülbül gibi ahuzardayız
Yüce dağ başında bir ulu leylek
Leyleğin ağzında bir kanlı değnek
Osman dedikleri bir civan zeybek
Ellerim kelepçek, dal boynum lale
Lalenin yerleri pek güzel ala

İNCE EFE
Efem gelir başında sarı yazması,
Duramamış karşısında yunan bozması,
Çelemez aklını elin yosması,
Sen yÜrÜ be ince efem namında yÜrÜr.
İnce Efem yÜrÜr bakmaz ardına,
Adamış kendini halkın derdine,
Efem yemin etmiş kendi kendine,
Acep hangi namert karşında durur.
Benim efem çıkmaz öyle dağlara,
Vatanı yem etmez itlere, çakallara,
Sana karşı olanın, ben şaşarım aklına,
Cesaret edipte seni kim vurur.
Sorulursa ince efem, bu zamanın efesidir,
Halkının yanında, mazlumların sesidir,
Kuvayi Milliye'nin ANADOLU şubesidir,
Uzak değildir efem, efemi arayan bulur.

EFE DAYI
Seni de uzattılar musalla taşına,
Sıcak suya yandım, demedin Efe Dayı.
Muhtaç olmadan yaşadın kendi başına,
Götürdüler durun, demedin Efe Dayı.
Hazırlık yapıyordun soğuk mezarına,
Kavuştun sen kardeşlerin, anan, babana,
Yardım ederdin kapıda ki garibana,
Bırakıp gittik, seslenmedin Efe Dayı.
Okumadığın sözleri gerçek görünce,
Günah, sevap hepsi tamam getirilince,
Sevdiklerini yanında göremeyince,
Söyleyebiliyor mu diller Efe Dayı?
Seni doyurmayanlar ağladı giderken,
Yapmacık belli gözyaşlarını silerken,
Boğuşurlar bıraktığın malı bölerken,
Fayda etti mi dualarım Efe Dayı?
Soydular anadan üryan kaldın çorapsız,
Bir çorabı çok gördü dostların hayırsız,
Kalmadı çevremizde yaşayan ayıpsız,
Geldi düşmanlar, tükürmedin Efe Dayı.
Okuyorlarmış duayı yoldan geçerken,
Çok sıkıntı çekmiştin onları beslerken,
Haberi yoktu kimsenin sen gecelerken,
Üşür, yak sobayı demezdin Efe Dayı.
Duyuldu acı haberin herkes toplandı,
Sevenlerin kalbine hançerler saplandı,
O ıssız yatağınız hemen hazırlandı,
Kapattık, örtmeyin demedin Efe Dayı